60 yılı aşkın süredir Avrupa’ya kurbağa ihracatı

Sagun Group’ un 4’üncü kuşak temsilcisi ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğulcan Kemal Sagun, 1950’lerden bu yana su ürünleri sektöründe faaliyet gösterdiklerini, dedesi Hüseyin Sagun’ un büyük dedesinden öğrendiği balıkçılığı o tarihlerde Samsun‘dan İstanbul’a gelerek büyüttüğünü söyledi.

Türkiye’nin çeşitli yerlerinde 15 tesiste faaliyetlerinin sürdüğünü ve üretimlerinin yüzde 70’ini ihraç ettiklerini belirten Sagun, orkinos, çipura, levrek, alabalık, Türk somonu, su kurbağası, deniz salyangozu, karides ve yengeç gibi ürünlerin yetiştiriciliğini yaptıklarını ifade etti.

İhraç ettikleri ürünlerden orkinosun yüzde 90 ‘ını Japonya’ya

40 kadar ülkeye ihracat yaptıklarını söyleyen Sagun, üretim, satış ve ihracatını yaptıkları ürünlerin başında orkinosun geldiğini, bu ürünün yüzde 90’ını Japonya’ya ihraç ettiklerini belirtti.

Sagun, son 4-5 yılda popülaritesi hızla artan Türk somonu üretiminde de ciddi payları bulunduğuna işaret ederek, “Türk somonu bizim gurur kaynağımız. Çünkü şu anda Türkiye, Avrupa’da Norveç‘ten sonra en büyük ikinci aqua kültür yetiştiricilik ülkesi. Aynı familyadan olan alabalığı somon haline getirmek büyük başarı” dedi.

”Su kurbağasını Fransa ve İsviçre yiyor”

Sagun, Türkiye’nin deniz ürünlerinde dünya standartlarında üretim yaptığını, kendilerinin de bunu geliştirmeye özen gösterdiklerini ifade ederek balık dışındaki deniz ürünleri ihracatında da Türkiye‘nin yükselişte olduğunu vurguladı. Sagun şirketlerinin 60 yılı aşkın süredir kurbağa ihracatı yaptığının altını çizdi.

Dedesi Hüseyin Sagun’ un büyük dedesinden balıkçılığı öğrendiğini, işini 1950’lerin başında Samsun’dan İstanbul’a taşıyarak büyüttüğünü anlatan Sagun, sözlerini şöyle devam etti:

“O dönemde Trakya bölgesinde su kurbağası toplayarak Fransa’ya ihraç etmeye başlıyor. Ne zaman? 1960’ların başında. Şirketimizin ihracatı aslında o zaman başlıyor. Kurbağa ihraç ettikleri yerlerden diğer deniz ürünlerinin talep edilmesine göre dönüyorlar. Su kurbağasını Fransa ve İsviçre yiyor. Bunu dünyanın diğer ülkelerine satmak kültürel açıdan biraz zor. Biz de işlenmiş ve yarı mamul su kurbağası ihracatını halihazırda Fransa ve İsviçre’ye yapıyoruz.”

Deniz salyangozu, kurbağa ve kerevit gibi balık dışındaki ürünlerin büyük kısmının müstahsiller aracılığıyla toplandığını söyleyen Sagun, “Kooperatiflere üye balıkçılar, köylüler ve yabani avcılık yapanlar toplar bu ürünleri. Biz de müstahsillerden alır, müşterinin talebine göre işler, paketler ve ihracatını gerçekleştiririz. Bu ürünlerde çiftlik üretimi çok söz konusu değil. Bizim bir kurbağa çiftliğimiz var ancak bu, boş ve avcılığın yasak olduğu sezonlarda yetiştirip ihraç etmek üstüne. Yılın geneline baktığınızda bunu müstahsillerden, avcılardan topluyoruz” diye konuştu.

”Kurbağanın en değerli ihracatı, ürünün işlenerek şişlere takılmış bacak şeklindeki hali”

Sagun, kurbağa ihracatının balığa göre düşük kaldığını ifade ederek, “Yıllık kurbağa ihracatının 15-20 milyon dolar civarında olduğunu düşünüyoruz. Belirli bir pazarın dışına çıkılamaması ve yabani avcılığa bağlı olduğu için büyük gelişimlere çok açık değil. Kurbağa tüm olarak da kesilip temizlenerek sadece bacak olarak da ihraç ediliyor. Şişlere takıp bacak halinde ihracatı da var. Kurbağanın en değerli ihracatı, ürünün işlenerek şişlere takılmış bacak şeklindeki hali” dedi.

Sagun, Tarım ve Orman Bakanlığının Türkiye’nin her bölgesinde potansiyel yetiştiricilik alanı açtığını, burada serbest yatırımcıların lisans edinerek sektöre adım atabileceğini dile getirdi.

(AA/ Uğur Aslanhan)