Türkiye'nin rüzgar türbini ve ekipmanı ihracat hedefi 2022'de 2 milyar avro

Türkiye’nin rüzgar türbini ve ekipmanı ihracat hedefi 2022’de 2 milyar avro

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin 2021’de 1,5 milyar avroyu bulan rüzgar türbini ve ekipman ihracatının bu yıl 2 milyar avro seviyesine ulaşacağını belirterek, “Hem deniz üstü rüzgar türbinlerinde hem de kara türbinlerinde Türkiye çok daha büyük bir oyuncu haline gelecek.” dedi.

Varank, Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK 2022) açılış töreninde yaptığı konuşmada, sadece 2021’de enerji dönüşümüne yönelik küresel yatırımların büyüklüğünün 750 milyar doların üzerinde olduğunu söyledi.

Bu yatırımların içindeki en büyük payın ise 350 milyar dolardan fazla yatırımla yenilenebilir enerji alanında gerçekleştiğini ifade eden Varank, şunları kaydetti:

“Türkiye 8 gigavatlık güneş paneli üretim kapasitesiyle dünyanın 4. büyük güneş paneli üreticisi. İnşallah yeni yapılan yatırımlarla seneye üçüncülüğü yakalamış olacağız. Benzer şekilde geçtiğimiz yıl 1,8 gigavatlık yeni kapasite ile Avrupa‘da en çok rüzgar enerjisi gücünü devreye alan 4. ülke olduk.”

Birçok sektörle doğrudan ve dolaylı olarak etkileşimde olan rüzgar enerjisi ekipmanları üretiminde Türkiye’de yaklaşık 40 bin kişinin istihdam edildiğini belirten Varank, “Bu büyük sinerji ile Avrupa’nın en büyük 5. rüzgar enerjisi ekipmanı üreticisi haline geldik. Firmalarımız uluslararası standartlardaki ürünlerini 45 ülkeye ihraç ediyorlar. 2021 yılında 1,5 milyar avroyu bulan rüzgar türbini ve ekipman ihracatımızı inşallah 2022 yılında 2 milyar avro seviyesine çıkaracağız. Bu alanlardaki kabiliyetlerimizi çok farklı bir noktaya taşımış olacağız.” diye konuştu.

“Yurt içi üretim kabiliyetlerimiz çağ atladı”

Son 10 yılda yenilenebilir enerji yatırımları için 9 binden fazla teşvik belgesi düzenlediklerine işaret eden Varank, bu belgeler sayesinde 170 milyar liralık yatırım yapıldığını, 25 binden fazla vatandaşın istihdam edilmesinin önünün açıldığını söyledi.

Enerji teknolojilerinin üretimine yönelik, AR-GE ve innovasyon faaliyetlerinin yürütülmesine de özel önem verdiklerini vurgulayan Varank, şöyle devam etti:

“TÜBİTAK’la yenilenebilir enerji alanında özel sektörün ve akademinin binden fazla AR-GE projesine şimdiye kadar 1,2 milyar liralık destek sağladık. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinde rüzgar, güneş ve hidroelektrik enerji odaklı AR-GE projelerini bizzat bizim araştırmacılarımız gerçekleştiriyor. Enerji sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın AR-GE ve tasarım merkezlerini, teknoparklardaki bu alanda faaliyet gösteren firmaları da desteklemeye devam ediyoruz. Bu destekler ve özel sektörün dinamizmi sayesinde, yurt içi üretim kabiliyetlerimiz çağ atladı dersek abartmış olmayız.”

“İzmir, deniz üstü yatırımları için de önemli fırsatlar sunuyor”

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi’nin son raporunda Türkiye’yi deniz üstü rüzgar potansiyeli en yüksek 4 ülke arasında gösterdiğine dikkati çeken Varank, “Türkiye’nin karadaki rüzgar enerjisi potansiyelinin yüzde 20’sine ev sahipliği yapan İzmir, deniz üstü yatırımları için de önemli fırsatlar sunuyor.” dedi.

İzmir ve çevresinde ekipman üretimi konusunda geniş bir ekosistem oluştuğunu aktaran Varank, sözlerini şöyle tamamladı:

“İhracatımızın nerdeyse yüzde 70’i bu şehirden yapılıyor ve yaklaşık 8 bin vatandaşımız bu şehirde bu alanlarda istihdam ediliyor. İzmir Kalkınma Ajansımızı da tebrik ediyorum. Ajansımız büyük ölçekli yatırımların İzmir’e çekilmesinde etkin bir rol oynadı. Şimdi deniz üstü rüzgar teknolojilerinde neler yapabiliriz bunun için çalışıyoruz. Dün akşam yaptığımız 3-4 saatlik toplantıdan önce de Valimizle, vekillerimizle bu alana dönük önümüzdeki dönemin planlamaları ile ilgili konuştuk. Ben ortaya 3 alternatif koydum. Eğer bu alternatiflerin birisiyle bile yürüsek deniz üstü ekipmanlarında da İzmir’i dünyada bir marka yapacak şekilde yatırımlarımızı yapabiliriz. Sektörün önüne büyük ve yeni fırsatları inşallah sunabiliriz. Ben yürekten şuna inanıyorum; hem deniz üstü rüzgar türbinlerinde hem de kara türbinlerinde Türkiye çok daha büyük bir oyuncu haline gelecek.”

Türkiye’de elektrik kurulu gücünün yaklaşık yüzde 54’ü yenilenebilir enerjiden oluşuyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından organize edilen Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nin 2022 (TÜREK 2022) açılışında, doğayla bütünleşik ve teknoloji temelli bir üretim anlayışına sahip yaklaşımlarla rüzgar enerji yatırımlarını büyüterek, enerji sektörünün temel unsurlarından birisi olması için çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Tancan, son dönemde dünyanın gündeminde bulunan iklim krizi ve siyasi krizlerin enerji rotasını temiz enerjiye yönelttiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Enerjide dönüşüm hızının arttığını görüyoruz. Bu çerçevede yenilenebilir enerji yatırımları ve enerji verimliliği uygulamaları dünyada yaşanan enerji krizinden bir çıkış yolu olarak görülmektedir. Dünya yenilenebilir enerji kurulu gücünün 2022’de bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 8 artış göstereceği tahmin ediliyor. Yenilenebilir enerji kurulu gücü içinde yüzde 27 paya sahip rüzgar enerjisi, büyüyen enerji sektörünün temiz ve sürdürülebilir enerjiye dönüşmesinde çok kritik bir rol üstlenmiştir. Ülkemizin büyüyen ekonomisine paralel enerji ihtiyacı da her gün artmaktadır. Yıllık yüzde 4 tüketim artışı buna paralel olarak da üretim artışı söz konusu. Kurulu gücün yaklaşık yüzde 54’ü yenilenebilir enerji santrallerinden oluşuyor. Üretim olarak bakıldığında yüzde 44’ünü yenilenebilir enerji santrallerinden sağlıyoruz. Dünya payının ortalaması ise yüzde 26 seviyesinde.”

“Sürdürülebilir enerji için rüzgar enerjisi”

TÜREB Başkanı İbrahim Erden, “Dünya genelinde enerji tedariki alanındaki sorunlar, enerji arz güvenliği kavramını bir anda 7’den 70’e herkesçe bilinir hale getirdi. Hepimizin ısınmak, telefonumuzu şarj etmek, bulunduğumuz salonu aydınlatmak, makinelerimizi çalıştırmak, sanayimizi işletmek, hasta bakımı sağlamak için, kısaca hayatımızı sürdürmek için enerjiye ihtiyacımız var. Karşımızdaki soru artık çok net; sürdürülebilir, çevre dostu, ihtiyaca hızla cevap verebilecek ve en ekonomik enerjiye nasıl erişebiliriz? Bu sorunun cevabına temsil ettiğimiz sektör, rüzgar enerjisi sektörü güçlü bir ses veriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Erden, rüzgar kurulu gücünün günden güne arttığını ve Türkiye genelindeki 280 santralde 4 bin 117 türbininin enerji ürettiğini dile getirdi.

Türkiye’nin rüzgarda kurulu gücünün 12 bin megavata dayandığını ifade eden Erden, şunları kaydetti:

“Daha geçtiğimiz yıl 10 bin megavatı aşmış olmamıza karşın bugün 12 bin megavata dayandık. Rüzgar enerjisi ve sanayii alanındaki teknik ve mühendislik becerilerimiz, uluslararası standartlarda hizmet veren tedarikçilerimiz, yetişmiş insan kaynağımız dünya çapında parmakla gösterilir noktada. Tüm bu kaynaklarımızı yeterince değerlendirmek ve işler durumda tutmak adına her yıl kurulu gücümüze en az 3 bin megavat rüzgar enerjisi katmak mecburiyetindeyiz. TÜREB olarak bu yılı ‘Sanayi Yılı’ ilan etmiştik. Çünkü sanayimiz şu anda rüzgar değer zincirimizin belki de üstüne en çok titrememiz gereken halkası. Sektörümüzle ilgili bir başka gurur vesilemiz de ihracat rakamlarımız. Halen rüzgar enerjisi ekipmanları üretiminde Avrupa’da 5’inci sırada yer alıyoruz ve üretimimizin yaklaşık yüzde 75’ini 6 kıtada 49 ülkeye ihraç ediyoruz. Ayrıca, bu sektör her yıl en az 3 gigavat kurulu güç gerçekleştirebilecek güçtedir. 2030’da yalnızca rüzgarda 30 gigavat kurulu güce ulaşmak çok daha kolay hale gelecektir.”

(AA)