Ergün Özen - Erdil Makina

1995 yıllarında, Türkiye’de kuruyemiş makine imalatları yeni yeni başlamakta ve yurtdışı pazarı çok bilinmemekle birlikte ilkel yollar ile makinalar üretilmekteydi. 17 yaşında çıraklık ile başladığım bu işi 2005 lere kadar devam ettirdim. Bir rüyamı gerçekleştirmek istiyordum. Sanayi tabiri ile yokluk ve imkansızlığın boy gösterdiği zamanlardan gelerek bilim ve fen yolunda ilerlemiş sanayileşmiş bir Türkiye’de KURUYEMİŞ MAKİNA İMALATI sektöründe bende vardım demek … 2005 yılında başlayan ERDİL MAKİNA serüveni elbette inişleri ve çıkışları oldu, ama “her kriz firmamızı daha da güçlendirdi” diyebilirim. 15 yıllık bir serüvenden sonra, bugün her zamankinden daha da güçlü bir şekilde ve artık bireysel değil; bir ekip ruhuyla, uzman mühendislerimizle rüyalarımızı gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu sayede, ilk günden bugüne kadar üretilmiş olan tüm makinelerde, hali hazırda sahip olunan yüksek bilgi birikimi ve zamanın teknolojik sistemlerini harmanlayarak, Ar-Ge kültürü ve müşteri odaklı proje yaklaşımını firmanın temel prensibi haline getirmiştir. ERDİL MAKİNA tarafından üretilen tüm makineler ortak temelde yatan enerji verimliliği ve çevre duyarlılığı ilkeleri ışığında, azami üretim kapasitesi gibi taleplere en doğru şekilde hayat verebilecek biçimde tasarlanmaktadır ve üretilen her bir makine, her biri sıradan bir müşteriden daha çok, büyük ERDİL MAKİNA ailesinin bir ferdi olan kullanıcıların beğenisine sunulmaktadır. ERDİL MAKİNA, Türkiye’nin batı bölgesinde, Denizli şehrinde yerleşik bulunmaktadır ve bölge başta ayçekirdeği üretimi ve her çeşit kuruyemiş imalatları olmak üzere Kuruyemiş sektöründe Türkiye’nin önde gelen birçok firmasına evsahipliği yapmaktadır. Şirketimizi güçlü kılan şey ne cirosu ne de personel sayısıdır. Sadece fizik, matematik ve dijital teknolojilerle son otomasyonel sistemlere adeta gönül bağı olan kıymetli ekibimizdir. Gönül bağı varsa, ciro ve istihdam bunun doğal sonucu olarak zaten gelecektir. Bence her şirket ihracat odaklı yapılanmalı, Aksi taktirde ekonomimiz güçlü ve sürdürülebilir olamaz. Hedefimiz, sadece daha fazla ihracat değil “Cari Fazla” olmalıdır. Bu da ancak katmadeğeri yüksek milli ve yerli ürünlerle mümkün olabilir.